26 Ekim 2013 Cumartesi

ODTÜ'deki Ağaç Katliamı ve Yapılması Planlanan Yol Hakkında

Validebağ Korusu sever herkesin adına; ODTÜ'de son günlerde yaşanan ve milyonların gözü önünde, yangından mal kaçırır gibi bayram gecesi iş makinaları, kamyonlar ve belediye ekipleriyle, polis gözetiminde ormana girilip binlerce ağacı kesen, göstermelik sayıda ağaçları yerinden sökerek nakledileceği yalanıyla halkı oyalayan Ankara Büyükşehir Belediyesi ve Belediye Başkanı İ.Melih Gökçek'i kınıyor ve yaşananları üzüntüyle izlediğimizi tüm kamuoyuna paylaşıyoruz.

Mesele aslında bizce ODTÜ, otoyol ya da bulvar meselesi değil, yıllardır belli amaçlar uğruna kesilen, yakılan, ortadan kaldırılan ağaçlar ve onları yaratan ormanların meselesidir. Bizce doğadaki 1 ağaç bile 1 orman kadar değerlidir ve korunmaya, yüceltilmeye haktır. Bu hak biz insanlar tarafından verilmiş bir hak değil, Allah'ın hakkıdır ve biz insanlığa biçilmiş bir mirastır, bizlere verilmiş bir lütuftur. Bu lütuf korumak ve faydalanmanın lütfudur. Yunus Emre'nin sözünde dediği gibi "Benim bir karıncaya bile ulu nazarım vardır" sözü hepimiz için doğa şiarı olmalıdır. Ancak yaşanan manzara ortadadır ve bu manzara yıllardır gözlerimizin önünde, tepkilere rağmen oynanmaktadır. Bu üzücü tablo bile ne yazık ki Başbakan'ı pek enterese etmemekte, onun için sadece ekonomiye, inşaat sektörüne gelen yatırımların meyvesi olarak görmektedir. Ona ve hükümetine göre bu yaşananlar sadece bir ağaç topluluğunun kesilmesi, yerine başkalarının dikilmesi veya en bilineninden, kesilen ağaçların yerine 10 katını dikmek demek kadar basit kaçmaktır. Bu mantık olduğu müddetçe daha çok ağaçlar kesilecek, daha çok ormanlar yok olacak, daha fazla AVM'ler yapılacak, daha çok minibüsçüler destek eylemi gerçekleştireceklerdir. Zaten bu işlerden en fazlasıyla minibüsçüler ve taksiciler faydalanacaklarına göre, geriye ne kalır söylenecek.

Bir kızılderili atasözüne göre dünyanın sonu yakındır o halde.  "Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen birşey olduğunu anlayacaktır."


Ek Bilgiler ve Değerlendirmeler

ODTÜ ormanı, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 1. maddesinde yapılan orman tanımına uygun olarak orman sayılan alanlar içerisinde yer almaktadır. Bu alanların korunması ve yönetimi 6831 sayılı Orman Kanunu hükümlerine tabidir. 6831 sayılı Orman Kanunu'na göre ormanlar mülkiyet ve idareleri bakımından devlet ormanları, özel ormanlar ve hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ormanlar olarak gruplandırılır. ODTÜ Ormanı hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ormanlar içinde yer almaktadır.
İlgili kurumlarca yapılan açıklamalarda Orman İdaresi'nden alınan herhangi bir izne değinilmemektedir. Şayet ağaç kesimi ve sökme işlemleri Orman ve Su İşleri Bakanlığı'ndan gerekli izinler alınmadan yapıldıysa, bu işlemler 6831 sayılı Orman Kanunu gereğince hukuka aykırıdır. Bu izinler alınmadan yapılan her türlü ağaç kesme ve sökme işlemleri; ilgili kanunun 14. A ve B maddelerinde suç olarak tanımlanmıştır.
Buna ek olarak bir planın onaylanması ile kesinleşmesi farklı olup, planlar ancak askı süresi sona erdiğinde kesinleşir ve uygulanabilir duruma gelirler. Askı süresi içerisinde ve özellikle bir kamu kurumu olan Üniversite'nin yine bir başka kamu kurumu olan Büyükşehir Belediyesi'ne “plana itiraz edeceğini bildirmesine rağmen” planla ilgili icrai işlemde bulunmak plan hukukuna aykırıdır. Kamu kurumları arasında her zaman sorunlar olabilir ama bunun çözümü zor kullanmak olmamalıdır. Şehircilik ve planlama ilkeleri kapsamında ağaçların ve doğal çevrenin zarar görmesini önleyecek her türlü kararın ilgili tüm paydaşlarca benimsenmesi gerekmektedir.

Anayasanın 169. Maddesinde bütün ormanların gözetiminin Devlete ait olduğu, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 6. maddesinin 2. fıkrasında “Devletten başkasına ait olan bütün ormanlar, bu Kanunun hükümleri dairesinde Orman Genel Müdürlüğü'nün murakabesine tabidir” hükmü yer almıştır.
Ayrıca orman alanlarında yapılacak her türlü tesis ve binaların yapılabileceği ile izinlerin hangi şekilde verilebileceğine ilişkin düzenlemelerin yer aldığı 6831 sayılı Orman Kanununun 17. maddesinin 4. fıkrasında da “Bina ve tesislerin hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ormanlarda veya hususi ormanlarda yapılmak istenmesi halinde de Çevre ve Orman Bakanlığınca izin verilebilir” diyerek bu sahalardaki söz konusu bina ve tesisleri için Orman İdaresi'nden izin alınması gerektiği açıkça belirtilmiştir.
Ayrıca 6831 sayılı Orman Kanunu'nun hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ormanların işletme ve yönetimine ilişkin 49 maddesi ile kapsam içine sokulan 14. Maddesi A bendinde; Yetişmiş veya yetiştirilmiş fidanları kesmek, sökmek, ekim sahalarını bozmak, yaş ağaçları boğmak, yaralamak, tepelerini veya dallarını kesmek veya koparmak veya ağaçlardan yalamuk, pedavra hartama çıkarmak, B bendinde; Dikili yaş veya kuru ağaçları kesmek veya bunları kökünden sökmek veya bunlardan kabuk veya çıra veya katran veya sakız çıkarmak, yatık veya devrik ağaçları kesmek veya götürmek, kök sökmek, kömür yapmak; yasaklanmıştır.



Koru Faaliyetleri (Ekim 2013)

Doğa sever, Validebağ Korusu sever herkese merhaba,

Aslında yazılacak, anlatacak oldukça fazla sayıda konu var biriken. Ancak okuyucularımızın da gözünü yormaması adına koruda bugüne dek neler yaptığımız hakkında birkaç eklemelerde bulunmak ve fotoğraflar ile desteklemek istiyoruz.

* Öncelikle Ekim ayı içerisinde koru için oldukça önem arz eden gelişmeler yaşanmıştır. Bunlar arasında en önemlisi koruya yakın zamanda Milli Eğitim Bakanlığı tarafından atanan koordinatörün çalışmalarımızı yerinde görmesi ve bizzat değerlendirmelerde bulunmasıdır.. Kendisiyle koru hakkında duyduğumuz hassasiyet, neden bu çalışmalarımızı yaptığımız ve yapmamız gereken işler hakkında görüş alışverişinde bulunup paylaşılmış, sonuca gidecek konularda kendisinden direktifler almışızdır. Bu konuda hassasiyet gösteren koordinatöre teşekkür ediyoruz.

* İkinci olarak koruda yaptığımız ağaçlandırma faaliyetlerimiz hızla devam etmiştir. Beklentimiz ve hassasiyet duyduğumuz noktalardaki çöpler ve yüksek otlar temizlenmiş, son yağan yağmurlarla birlikte alan yeşillenmesi hızlandırılmıştır. Bu durum sonucunda çöpten arınan alana bölgenin kuşları uğramaya başlamıştır.

* Son olarak ağaçlandırma alanının artık yerini doldurması sonucu ağaçlandırma faaliyetleri düşük yüzdelikle devam etmekte, doğa severlerin bağışladıkları fidanlara yer temin edilmekte, ayrıca koruda mevcut halde bulunan meşelerin rehabilitasyonu ve dip temizliği ivedikle yürütülmektedir. Şu ana kadar bulunduğumuz alanda yaklaşık 25 çimlenen ve fidanlanan meşenin kültür bakımları yapılmıştır. Hedef olarak ise kış başlayana kadar 100 meşenin kültür bakımlarının yapılmasıdır.

Kısacası koruda yaptığımız ağaçlandırma, temizleme ve yeşillendirme çalışmalarımız tüm hızıyla sürmekte, boş kalan alanlar doğaya yeniden kazandırılmakta, aynı zamanda ise mevcut dokunun korunması ve süreklilik kazandırılmasına çalışılmaktadır. Bu çalışmalarımızı başında belli çevrelerden; bilgi ve mantıktan yoksun yaptıkları açıklama ve engellemelere maruz kalmış olsak da (bunların başında Validebağ Gönüllüleri denilen bir oluşuma ait 2 -3 kişinin kendi çaplarında yapmaya çalıştıkları ancak başarılı olamadıkları "ağaç dikmeyi engellemek için imza toplamak" gibi) eylemlerimizden ve amaçlarımızdan asla vazgeçmeden çalıştık ve sonuca da hızla ulaşmaktayız. Kimsenin gönlünü kırmadan, herkesi kolektif bir birlikteliğe çalışarak yaptığımız aktivitelere bugüne kadar onlarca destek görmekten, ellerinde çöp torbaları, fidanları, sulama bidonlarını ve hatta öğrencilerini getirip onlara doğayı anlatan, meşe toplatarak doğa sevgisi aşılayan herkese teşekkürü bir borç biliyoruz. İyi ki varsınız, iyi ki ruhunuzda yeşil ve doğa var.


NOT: FOTOĞRAFLARDAKİ TARİH GERÇEK TARİH DEĞİLDİR.










17 Ekim 2013 Perşembe

Neler Yapmışız ve Neler Yapıyoruz? (Eylül-Ekim 2013)

Herkese merhaba,

Bir önceki yazımızda koru için yapmaya çalıştığımız veya yaptığımız çalışmaların ana hatlarını anlatmıştık. Bu yazıda ise koruya ilk adımımızı attığımızdan beri -yanlış anlaşılmasın biz korunun onyıllardır sakiniyiz, hepimiz koruda büyüdük, koru etrafındaki evlerde yaşıyoruz :), neler yaptığımızı, dünden bugüne nelerin değiştiğini fotoğraflarla anlatmaya çalışacağız.

İlk olarak Eylül ayına kadar korunun değişik yerlerinde daha önceleri dikilmiş fidanlara ot temizliği ve sulama etkinlikleri gerçekleştirdik. Bu fidanlar genel olarak validebağ korusunun içinden geçen derenin Altunizade'ye bakan bölümünde yer alıyorlardı. Yaklaşık 500 lt. su kullanarak ve 10 günümüzü harcayarak sıcak yaz günlerinde bir nebze olsun fidanların imdadına yetişmeye çalıştık ama bir o kadar yardıma muhtaç fidan grupları da vardı etrafta. Onlara ne yazık ki gücümüz yetmedi, neyse ki bizim tükendiğimiz anda Allah yetişti ve yağmurlar getirdi, biraz olsun içimize su serpti.

Korunun Acıbadem girişinde; aslında aktivitelerimizin başında yer alıyordu, ciddi bir pislik ve çöp birikintisi vardı. Bunların büyük bir çoğunluğunu yıllanmış çöpler, zaman zaman içki içenlerin bira şişeleri, yakındaki Çamlıca Konakları'nın artık çöpleri ve koruya gereksiz yere atılan, aynı zamanda hayvanları da hasta edecek nitelikte kuru ekmekler oluşturuyordu.

Buradan belirtelim; gelişigüzel atılan koskoca ekmekler hayvanlar tarafından yenilmemekte, aksine fareler ve bilimum böceklerin üreme alanı haline gelmektedir. Lütfen koruya ekmek vb. şeyler getirmeyiniz!

İlk olarak yaklaşık 5 kişilik grupla beraber bu alanın komple temizliğine başladık. Çalışmalarımıza yine bir iki tiz sesle engel olmaya çalıştılar. Nedeni ise çok basit ve anlamsızcaydı. Efendim kuşlar geliyormuş, besleniyorlarmış. Yahu Allah aşkına, hangi kuş çöpten pislikten karnını doyurabilir? Tam tersine fareleri getirerek kuşları kaçırmaktan başka işe yaramamaktadır çöpler!

Çalışmalarımızda yorulduğumuzda, yetmediğimiz anda ise imdadımıza Üsküdar Belediyesi koştu. Uzunca süre yazıştık, aradık, yardım istedik ama kırmadılar sonunda. 2 günde komple otlardan ve çöplerden arındırılmış oldu koru. Üstelik bir kamyon toprak da getirdiler temiz olarak. Teşekkür ediyoruz kendilerine...


Bu alan eski The Marmara Residence'ına bakan alan. Kendiliğinden yetişen meşe, ceviz ve ayva ağaçlarını yabani ot ve mantarlardan kurtardık.


Yukarıdaki fotoğrafta koruya getirilen temiz toprağın serilmiş hali görülüyor. Otlardan temizlenmiş, yeşillenmeye hazır.

Burada da Neşe Hanım(solda) çeşitli asetatlarla oluşturduğu yazıları korunun değişik yerlerine asıyor. Bizler de yardımcı oluyoruz. Bu fotoğraftaki otların birçoğu da toplanarak temizlendi.

Bu alana insanların oluşturduğu patikayı kapatmak için ağaçlandırma çalışması gerçekleştirdik. Fotoğrafta belli değil ama yaklaşık 15 fidan var. İçlerinde ceviz, meşe, fıstıkçamı, kızılçam, defne, erik, ayva ve leylandi fidanları bulunuyor.

Koruya ağaç dikim etkinliğinde. Eşim, amcam ve yakın arkadaşım bizlerle...

Ağaö dikimi esnasında...


Korumuza katılan yeni fidanlar. Oldukça yeniler ve sevimliler. Sulanmaya ve sevilmeye ihtiyaçları var. Umarım bahtları açık olur.

Ailemize katılan yeni üyemiz. Korunun sakinlerinden leylandi...

Korunun yeni sakinlerinden fıstıkçamı...


Korunun en tatlı üyelerinden. Yapraklarını dökmeyen meşedir kendisi. Hiç böyle bir meşe türü duydunuz mu acaba ? :)

Koru ile ilgili yaptığımız çalışmaların devamı ilerleyen günlerde gelecek. Merak etmeyin birçoğunu yaptık, eklemesi ve haberini yapması kaldı. Sevgiler.

Nerede Kalmıştık, Neler Yapmıştık?

Herkese merhaba ve iyi bayramlar.

Uzunca bir süredir -yaklaşık 1 ay olmuş, sizlerle birlikte değildik. Aslında birlikte olamamışlığımızın sebebi unutkanlığımız değil, davamızın ve yeşile destek mücadelemizin yarattığı eylemlerden dolayıdır. Aranızda görünemediğimiz için şimdiden özür dileriz.

Bu tarihe gelene değin, Validebağ korusu ile ilgili 1 aylık sürede neler yaşadık neler. Öylesine mücadeleler geçti ki bu süre zarfında, dünyamız ve memleketimiz ile ilgili meseleler hakkında yeterli bilgi ve yoruma sahip olamadık. Bunu bırakın, işimiz gücümüz, okulumuz vb. birçok şeyi öteledik, boşladık. Olsun ama sonuçta çokça işe ve sonuca ulaşmaya çalıştık.

Şimdi size bunları teker teker anlatmaktan önce bazı eksik gördüğüm bilgileri paylaşmak istiyorum izninizle.

Geçen yazıda tam olarak Validebağ Korusu'nun yerini iyi belirtememiş olmalıyız ki; hem okuyanlardan kişisel mailler, gerekse koruda karşılaştığımız insanlardan olumsuz eleştiri aldık ve ısrarla korunun yerini belirtme konusunda görüş aldık. Şöyle ki, Validebağ Korusu nerede diye soracak olursanız, Kadıköy ve Üsküdar'a araçla 15 dakikalık mesafede, Acıbadem, Koşuyolu, Altunizade ve Barbaros mahallelerinin kesiştiği yerde, Küçük Çamlıca'ya çıkmadan solda kalan çok nezih bir yerde yer alan, 35 hektarlık (354.000 m2) alana sahip yürüyüş, dinlenme ve değişik aktiviteler yapma alanıdır. Bizce sadece dinlenme ve yürüyüş yapma alanıdır, hatta kimilerine göre park, kimilerine göre koru, kimilerine göreyse orman olan harika bir yerdir. Genel anlayış ve bilimsel temaların sonucu olarak koruda piknik ve mangal yapılmaya elverişli değildir o yüzden bu etkinlikler dahil edilmemiştir. Altta korunun harita gösterimini de paylaşayım (uydu ve harita gösterimi ile)



Bu bilgileri paylaştıktan sonra (İçerisinde Yer Alanları Daha Önce Paylaşmıştık) yapmaya çalıştığımız projeleri ve bizi nelerin beklediği hakkında bilgiler vermek istiyoruz.

Bu platformu kuranlar -benim yazılarıma dahil olanlar yani, ortak düşünceyle hareket etmekteler, kimi farklı noktalara temas etseler de genellikle sonuca birlikte varmaya çalışıyoruz. Bu da bizi az sonra belirteceğimiz gruptan farklı kılıyor. Amacımız korunun bugün görünen eksikliklerini gidermek, çöp sorununu, haşerat ve fare sorununu ortadan kaldırmak, her yaz çıkan yangınları genişleten otları temizlemek, korudaki gereksiz açılmış patikaları kapatıp asıl yollara vatandaşları yönlendirmektir. Bir de korudaki mevcut yeşil dokusunu koruyarak ağaçlandırma yapmak, bu suretle koruyu çeşitli yeşilliklerle doğal hayatın hizmetine sunmaktır. Bu amaçla ilk başlarda bireysel başlayan aktivitelerimiz zamanla kendimizi aktivist olarak nitelendirebileceğimiz sıfatlara dönüştü. Birimiz elindeki imkanlarla fidan dikmeye başlarken birimiz de otları temizlemeye girişti. Bizler neler yapıyorken başkaları da gelip bizi sordular. Yardım etmeye koştular. Ellerindeki fidanları getirdiler. Zamanla bu işimiz oldukça genişler hale geldi ve katılımlarla aktivist diyebileceğimiz grup onlarca destekçi buldu ve hala daha bulmakta.

Bu işleri yaparken elbette aradan tiz sesler yükseldi. Buradan ismini veremem ancak bir iki kişi; amaçlarının yeşili korumak olduğunu söyleseler de ne yazık ki orada ağaç dikimine karşı çıktılar, ot ve fare temizliğini gereksiz buldular. Kendiliğinden gelişen meşeleri temizlemeyi, onları yabani ot ve mantarlardan kurtarmayı amaçsız buldular. Onlar koruyu çöplerle, otlarla ve her yaz çıkan geniş çaplı yangınları gözardı ederek koruyu korumaya çalıştıklarını söylediler ancak sayıları 3-5 civarında kaldı.

Kısacası işimiz kolay değil, ancak bizler de pabuç yedirtmeyen kişilerdeniz. Buradan sesleniyoruz kendilerine: "Korunuz sizin babanızın çiftliği değil! Koruya kendi başınıza oturup yahoo grubundan da klavyecilik ile sahip çıkamazsınız! Kimsenin haddine değildir doğayı korumak isteyen insanları engellemek.

Buradan küçük de olsa bir teşekkür etmek istiyorum. Koruda fidan dikimi sırasında ellerinden gelen tüm imkanları kullanan doğa severlere, Validebağ Gönüllüleri Derneği'ne ve üyelerine, fidan temin edebilmemiz için maddi destekte bulunan civar mahalle halkına sonsuz teşekkürler. Yıllar geçip fidanlar ağaca, ağaçlar ormana dönüştüğünde bu desteklerin karşılıksız kalmadığı mutlaka görülecektir.

Koru ile ilgili Eylül ve Ekim 2013 faaliyet raporlarını bir sonraki konuda fotoğrafları ile birlikte paylaşacağım. Koruda kalın, hayatı paylaşın. Neticesinde koru bizim, doğa bizim, Validebağ bizim!